Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump açıkladığı kara listede (ki bu listede Çin' in Huawei) yer alan yabancı şirketlerin hükümet izni alınmadan Amerikalı şirketlerin teknolojisini kullanamayacağını duyurmuştur. Bu kararın ardından Android İşletim Sistemi'nin geliştiricisi Google'dan gelen şok açıklamada ise Çinli teknoloji şirketi Huawei ile Android sözleşmesini iptal edeceğini duyurdu.
En çok tartışılan Google olsa da bu kararın ardından çip üreticileri Intel, Broadcom, Qualcom ve Xilinx'in Huawei'ye artık donanım sağlamayacaklarını duyurdular. Bir başka şok haber ise Toshiba'dan geldi; Toshiba, Huawei'ye yarı iletken sevkiyatını durdurduğunu açıkladı. Japon merkezli Panasonic ise benzer bir açıklama yaptı.
Dünya çapında kaosa yol açabilecek bu kararın ardından ABD Ticaret Bakanlığı Huawei'ye uygulanan yaptırım kararlarından bazılarının 90 günlüğüne askıya alındığını bildirdi. Bunun anlamı ise güvenlik ve gizlilik anlaşmalarının devam edeceğiydi. Yani Huawei ile Android arasındaki güvenlik konusundaki anlaşma sürüyor fakat Android'e yeni bir güncelleme geldiğinde Huawei kullanıcıları; Youtube, Google Mail ve Google Play'i güncelleyemeyecek. Mevcut telefonlarda olduğu haliyle kullanılmaya devam edecek. Zaten Android'in duyurduğu bir sonraki güncelleme Android Q eski telefonlara yüklenmeyecekti. Ancak yükleneceği duyurulan Huawei yeni modelleri Mate 20 Pro,
P30 Pro'da bu kriz sonrası yüklenemeyeceği söylendi.
Andorid'in piyasada tekelleşmesinden önce Samsung'un Bada'sı, Nokia'nın Symbian'ı BlackBerry'nin BlackBerryOS'u, Apple'ın iOS'u vardı. Apple iOS geniş pazarı sayesinde bu yarışta ayata kalmayı başarsa da Android diğer işletim sistemlerini adeta piyasadan sildi.
TEKELCİ KAPİTALİZMİN GERÇEK YÜZÜ
Huawei bu savaşta ayakta kalabilmek için karşı hamlede bulundu. Yeni işletim sisteminin 2020'nin ilk çeyreğinde hazır olacağını açıklayan Huawei Android yerine Aptoide kullanacağını bildirerek Google Play desteğinin kalkmasıyla oluşan boşluğu doldurmayı planlıyor.
Serbest piyasa ekonomisinin bir başka deyişle liberal ekonominin ortaya çıkış sürecinde Amerika ve Avrupa destekli ekonomistlerin pompaladığı özgürlükçü anlayış masalının gerçek yüzünü bugün ortaya çıkan ekonomik savaş gösteriyor. Tekelci kapitalizmin yani küresel kapitalizmin son aşaması emperyalizm evresinde piyasada tekelleşen ve tüm sermayenin tek bir elde toplanması ile liberal ekonominin yerine anti demokratik despot bir yönetim hakim oluyor. ABD ile Çin arasındaki gerilim sermaye odaklarını karşı karşıya getiriyor. Bu savaşta Pazar hakimiyeti düşük olan tarafın hisseleri düşerken rakiplerinin borsadaki hisseleri bir gecede tırmanışa geçiyor. Neo-Liberal özgürlük rüyasının kabusa dönüşümünü izleyen milyonların mağduriyeti tartışılmaz hale geliyor. Bir üniversite öğrencisinin yarı zamanlı işlerde çalışarak 12 ay taksitle aldığı Huawei telefondan Youtube'u kullanamayacak olması Huawei şirketinin kaybettiği milyar dolarlar karşısında tartışılmaz hale geliyor. Fakat burada bir başka detay ise 1 kişi veya holdingin kaybettiği milyar dolar milyarlarca insanın yaşadığı mağduriyetle aynı adalet terazisinde dengeleniyor olması.
Serbest piyasa ekonomisinin herkese özgürlük vaadi milyarlarca insanın hayatını iki dudak arasından çıkan bir cümle ile kabusa çevirebiliyor. Huawei adına çalışan milyonlarca işçi, yazılım mühendisi, bilgisayar mühendisi ise önümüzdeki süreçte Huawei şirketinin kendi gemisini kurtaramadığı durumda işsiz kalma tehlikesi ile karşı karşıya. Huawei müşterilerinin yaşayacağı mağduriyet ise bu ekonomik ambarganonun yaratacağı bir başka kriz.